Translate

6 Şubat 2015 Cuma

Paltolu Konakta İlk Gecemiz


25 Aralık 2014


Taşınma için küçük bir kamyonet bulduk.  Fazla eşyamız yok diye düşündük, ama kamyonetle beş tur yaptık. Taşınacak büyük eşya yoktu, zaten mülksüzlüğü savunan insanlarız. Koliler hobi malzemeriyle doluydu; balıkçılık, bisiklet, dağcılık, fotoğrafçılık, ahşap boyama, dikiş, marangoz araç gereçleri, bahçecilik, kitaplar ve yıllarca biriktirdiğim eski eşyalar; radyolar, gramofanlar, daktilolar, plaklar, pikaplar, eski fotoğraf makinaları, eski hesap makinaları…
Taşı taşı bitmedi, yardıma gelen öğrencilerimin de canı çıktı.






Emeğinize sağlık gençler...




Bu gece konakta yatıyoruz. Üst kattan gelen fare tıkırtılarıyla uyumaya çalışıyorum. Sanki fare bir makara bulmuştu da onunla oynuyordu.



26 Aralık 2014


Sabah mutfakta hafif bir kahvaltı. 



Her yan koli. Mutfak dolapları olmadığı için mutfak kolileri öylece üst üste yığılı. Diğer odaları yerleştirdik.

Günlük yaşamı geçireceğimiz bir oda; bir çekyat, bir soba, bir kitaplık, dantel perdeler, pencerenin geniş denizliğine pikaplı radyo ve örgü sepeti

Çalışma/ yemek odası; pencerenin önüne uzun komedin, ortaya masa, pencerenin denizliğine gramafon ve plaklar,  Diyarbakır’dan arkadaşımın annesinin hediye ettiği kanaviçe pano

Gramofonu koyduktan sonra sokaktan geçen anne ve çocuğunun şaşkınlığı:
“Anne müzik çalan şey!”  Küçük Prens’in güzelliği gibi…

Sırf çeyizim için hazırlanmış kanaviçe örtüleri koymak için sandık, giyim dolabı ve karyola üçlüsünü aynı odada buluşturduk.

Konak ancak akşama düzene girdi, babam akşam konağa çakırkeyif gelince hala bir şeyler yapmak istiyordu. Oysa yarın yola çıkacaklardı. Yirmi gün önce konağı ilk gördüklerindeki derin karamsarlığı gitmiş yerine yerinde durmayan bir umut gelmişti. O umuduyla gecenin bir vakti




pirinç aynayı,




 cepkenliği,


İskenderun’dan arkadaşım Özgür'ün annesinin hediye ettiği iğnedenliği,


       Kütahya işi tabloyu, tavuskuşu tüylerimizle beraber  konağın girişine astık.

Ve annemle babamın konakta pardon "şato"da hatıra fotoğrafı
                    




27 Aralık 2014


Sabah annem ve babamı geçirdim. Otogara giderken üçümüz de yorgun savaşçıydık. Yolda Gerze’nin betonları arasına serpiştirilmiş konaklar  dikkatimizi çekiyordu. Annem’le “daha el atılacak onlarca konak var” diye düşündük. Onlar gittikten sonra hem psikolojik hem de anatomik olarak çökmüştüm.

               Anneciğim babacığım elinize, emeğinize  sağlık...



29 Aralık 2014


Mutfak dolapları ve mermer takıldı bu akşam.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder